Hırçın Kız 1.Kitap 12.Kısım
Hırçın Kız 1.Kitap 12.Kısım
Şimdi de sizlere, bizimkileri tanıtayım.
Bizimkiler diyorum çünkü Semih benim torunum.
Aykız kızım da elimde büyüdü.
Halil oğlum, o da çocukluğundan beri yanımızda ve evladım sayılır.
-“Halil oğlum mert, dürüst ve liyakat sahibidir ki, asla yalan dolan bilmez.
Ona sonuna kadar güvenebilirsiniz.”
-“Aykız kızımın öfkesinden korkun.
Boş yere kızmaz ve kızdığında düzelmezseniz de, canınıza okur.”
-“Semih torunuma gelince o tümünüzü kucaklayacak bir yapıya sahip.
Onunla konuşunca, doğduğunuz günden beri tanıdığınız hissine kapılacaksınız ve onu dinleyeceksiniz.
Devrin en iyi mimarıdır desem yalan olmaz.”
Zaten gözlemleyerek her biriniz için dediklerimi anlayacaksınız.
Şunun farkına varın ki hiç biriniz rastlantı sonucu burada değilsiniz.
Sizleri rahatsız etmeyecek kadar uzaktan ve uzun zamandır yapılan gözlemler sonucu, kabul görüp seçilerek buradasınız.
Kendi torunum da dâhil hepiniz hak ederek geldiniz buraya.
Şimdi kafanızda sorular oluşmuştur.
Burası neresi, ne seçimi, ne işimiz var burada, onca işimiz gücümüz vardı bizi buraya neden emrivaki yapıp getirdiniz vs.
Sadece içinizin rahatlaması için şunu bilin ki;
hepinizin ailesi yukarıda kasabamızda ve tüm bunlardan haberdarlar ve aynı zamanda onların onayı ile
buradasınız.
Konuyu genişletip anlamanızı sağlayacağım...
Sonrasında tüm anlatılanlara rağmen, yine de benim burada işim yok diyeninize, saygı duyarak uğurlayacağız.
Konunun detaylanmasına geçmeden önce şunu bilin...
Temsil ettiğiniz topluluğun başkanı Semih ve yardımcısı da Aykız‘dır.
Dört tip konumuz var ve ilki olan kırmızı konularda on dört'te on dört, tam oylama evet olmadan işleme konulamaz.
Sarı oylamalarda üçte iki salt çoğunluk,
mavi oylamalarda yarıdan bir fazlası ve yeşil konularda ise sadece Semih ve Aykız’ın evet oyuyla konular işleme
koyulur.
Sizin dışınızda, her kişiye bir asistan ayarladık ve bu asistanlar da sizin huyunuza suyunuza göre ayarlandı merak etmeyin.
Uygulamalarda size destek olacaklar.
Bunun haricinde de Semih ve Aykız’ın dışındaki herkesin asistanlarına, birer uygulama yardımcısı verilecek.
Özetlememizin sonrasında size şu soruyu sorarak konuya başlıyorum.
-“Elinizde sınırsız ve her şeye muktedir bir güç olsa, ancak bunu kullanmanız kurallara bağlı olsa...
Hatta bazılarını tek başınıza dahi kullanabilecekken kullanmamanız istense.
Kendinizi sorumluluk ve vicdanen kullanmaya mecbur hissetseniz dâhi, kullanmamanız gerektiği söylense ne yapardınız?”
-“Böyle bir durumda kullanır mıydınız?
Yoksa bu zaten bana ait bir güç değil, bazı kurallar dâhilinde uygulamaya koyabileceğim bir yetkiden ibaret
sadece...
düşüncesinin olgunluğu ile konuyu kafanızda yerine oturtabilir miydiniz?”
Herkes birbirine bakıyor ve ne söylenmesi gerektiğini ölçüp, biçip, hesaplamaya çalışıyordu ki;
Çınar Dede tek tek sormaya başladı.
Evet;
-“Derde kızım senden için çok uyanıktır ona karşı dikkatli olun dedim.
Şimdi sen bu uyanıklığını bu noktada bir kenara koyup, sadece kurallar dâhilinde gereğini yerine getirebilecek misin?”
Derde cevap verdi;
-“Çok zor bir konu fakat bana ait olmayan bir güç ise bu ve kurallar dâhilinde sadece işletmesi elimde olan bir
şey ise, elbette ki etik olup olmadığını sorgulamak kaydı ile sizin söylediğiniz şekilde davranacağımdan
eminim.”
Çınar Dede;
-“Öncelikle şunu eklemem gerektiğini gördüm.
Hangi konu olursa olsun, her bir konu tamamen evrensel etiklikte, evrensel vicdan çerçevesinde ve evrensel merhamet dâhilindedir.
Bu noktada şüpheye düşmenizin imkânı olmadığından eminim ve siz de zaten zamanla, bunun aynen dediğim şekilde olduğuna şahit olacaksınız.”
-“ Nazar kızım,
Çok utangaç ve daima başı önündedir, onu utandırmayın sakın dedim senin için...
Sen de aynı şekilde elindeki sana ait olan gücün, aslında tamamen sana verilmiş bir emanet olduğunu ve kurallar çerçevesinde uygulanması gerektiğini kabul edebilecek misin?”
Nazar cevap verdi;
-“Elbette ki Çınar Dede.”
-“Artık tek tek sormayacağım.
Farklı bir düşüncede olan varsa konuşalım.
Yoksa konuda ilerleyelim.” Dedi Çınar Dede
Bir anlık sessizlikten sonra Sefer sessizliği bozarak;
-“Fakat nasıl sabredeceğiz...
Müdahale etmemiz gereken bir duruma müdahale etmeyerek.” Dedi.
Çınar Dede;
-“Sefer oğlum sen bu soruyu sormasan zaten senden şüpheye düşerdim dedi ve ekledi;
işte konuları dört grupta toplamamız ve önem durumuna göre tartıp biçip uygulamaya koymamızın sebebi bu.
Ancak yine de sizin bireysel durumlarınız olacaktır.
Tüm bu konuşmayı bu bireysel durumlar için yapıyorum zaten.
Sadece sizin değil, bazen asistanınızın ya da onun uygulama yardımcısının dâhi, bir takım bireysel hareket
zorunluluğu olacaktır.
İşte vurgulamak istediğim, bu durumlarda kişiliklerinizin, kuralların önüne geçmemesi gerektiği mevzusudur.
Ha kurallarla ilgili bir sorununuz olursa, bana gelirsiniz size o kuralın neden öyle olduğunu anlatıp, içinizin rahat etmesini sağlarım.”
-“Bunun dışında, elinizdeki gücü ortaya çıkarmamanız gereken yerlerde, normal davranışlarınızla, meselelerin üstesinden gelmeniz gerekebilecek.
O gibi durumlarda da, yine kurallarımızı hatırlayarak, kişisel becerilerinizle çözüm yolları aramak zorunda kalacaksınız.”
-“Şunu bilin ki, bu ömür boyu taşımanız gerekecek bir görev ve sorumluluk.
Elbette ki bu sorumluluğun sizi ezmesini de istemiyoruz.
İnsani yaşantınızın tamamını da, bu göreve paralel olarak devam ettirmeniz, bizi mutlu eder.”
-“Sadece son bir şey söyleyeceğim.
Her kişi sadece bu topluluk içinden birisi ile evlenip yuva kurabilir.
On dört kişinin yedisi erkek yedisi kız.
Asistanlarınız ve onların yardımcıları da öyle.
Kaderinde kimin kiminle evleneceğini bilsem dâhi, bunu size söyleyerek işin tadını kaçırmayacağım.
Fakat şunu bilmenizi istiyorum ki, tüm gereklilik ve yeterliliğin, arzuladığınız, arayışında olduğunuz her şeyin, zaten yanı başınızda olduğunu zamanla görecek ve bana hak vereceksiniz.”
Semih, napıyoruz biz Allah aşkına diye düşündü ama dedesinin bu güne kadar hiçbir şeyi rastlantı olarak yapmadığını bildiğinden, "görelim bakalım" dedi içinden.
Çınar Dede;
-“Başka ön kuşkusu olan varsa söylesin
Yoksa konuya geçeceğim" dedi.
Sadece önsezi ve hislerinin yanılmadığından emin olduğum Hande’ye soracağım bir kere de dedi ve sordu.
Hande kızım sen ne düşünüyorsun bu noktada”
-“Çınar dede o kadar gizem var ki şu anda burada.
Sadece şunu söyleyebilirim
örümcek hislerim davul çalmıyor ve her şey makul görünüyor.” Dedi hande tebessüm ederek.
-“O zaman devam ediyoruz
Şimdi beni iyi dinleyin.
Her ne kadar hepiniz belirli bir yaşa ulaşmış ve toplumda bir yeriniz ve aileniz olsa da;
hepiniz benim çocuklarımsınız ve ben size toplu seslenirken, çocuklar diyeceğim” dedi Çınar Dede.
